3 Şubat 2014 Pazartesi

Karanlık Cevher 1 - Kuzey Işıkları - Philip Pullman


  Sonunda yine buradayım. Bugün, bir ara filmini izleyip de her sahnesinde "Vah vaaah! Ben bunun kitabını neden okumadııım!!!" tarzında kendime sövdüğüm bir kitabı inceleyeceğim. (Cümleyi iyi kurtardım ha :D)

  Kitabı ilk okumaya başladığım zaman, kötü başlamıştı. Kafama takmadım, ama ilerledikçe çok sıkılmaya başladım. Bazı yerlerde çok hızlı aktı, çoğu yerdeyse sayfa çevirdiğime şükrettim. Aslında, konusu çok güzel. Ancak yanlış anlatıcıya düşmüş. Başka birinin elinde daha etkileyici bir şekilde şekillenebilir ve daha çok yayılabilirdi.
  Şuan fark ettim de, adama baya hakaret etmişim. Ancak karakterleri beğenmedim öncelikle. Mesela, Lyra'ya hayal gücü olmayan ve tek derdi oyun olan biri olarak çiziyor başta. Daha sonra, öyle şeyler uyduruyor ki kendi kendine zıt oluyor.
  Kitabı amma da yerdim. Şimdi azcık da öveyim.
  Beklenmedik çoğu şey vardı, beklenen bazı şeyler vardı. Sonu ağzımı açık bıraktı.Ama gerçekten anlatımını sevmedim. Belki Philip Pullman yetenekli bir yazar olabilir ancak bu hikaye ona olmamış.
  Şöyle ki: Lyra diye bir kız var. Bu kızın bir de cini var. Cinler, İstediği hayvana dönüşebilen, insana bağlı ruhlar. Onlar, cinle birlikte bir yolculuğa çıkıyor. Kitabı okuduktan sonra cininiz olmadığı için kendinizi oldukça yalnız hissediyorsunuz.
 Aletiyometre, yani sizin bildiğiniz şekliyle pusula, kesinlikle kolye olarak filan sahip olmak istediğim bir alet. Ama kullanım şekli bana biraz aptalca geldi.
 Ama, bu post yüzünden birisi okumaktan vazgeçerse kendimi asla affetmem. O yüzden şu mesajı da vereyim: Kitabı okumak isterseniz okuyun. Ancak mümkünse 2. el.
 Uzun süredir kitap yorumu yapmadığım için hamlamışım. Üzgünüm :)
Ben serinin 2. kitabını okumayacağım gibi. Ama filmini tekrar izleyeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder