19 Kasım 2013 Salı

Kitap İncelemesi - Alaska'nın Peşinde - John Green

  Bir labirentten çıkış yolunu "belki"lerle bulmaya çalışan bir çocuğun hikayesi...
  Tam 21 saniye önce kitabı bitirdim. Sanırım bu şahsi rekorum. Çok da önemli değil. Önemli olan (AYA'dan alıntı yapmak gerekirse:) "İkinci kitabın ilkinin fevkaladeliğine ulaşamamasından korkuyorum." Bana da aynen bunlar oldu.
  Yazdıklarımdan "kitap kötüydü." sonucu çıkmasın. Kitap, normal bir kitabın olabildiğinden kat be kat iyiydi. Soluksuz okudum. Ve etkilendim. Fakat bana önceki kitabına kıyasla oldukça belirsiz geldi. Her şey. Nasıl açıklarım bilemiyorum.
  Bazen, annem bazı şeyleri çok abarttığımı söyler. (bkz: Hades'in Evi.) Sahip olmadığın şeyleri büyütürsen, ne kadar muhteşem olursa olsun beklediğin tadı alamazsın. Maalesef Alaska'nın Peşinde bende böyle bir etki bıraktı (Bir de vanilya ve sigara kokusu duymak.). (Şimdi fark ettim, bir de aniden gelen biyografi okuma isteği.) Bunu belirttiğime göre, biraz kitaptan bahsedeyim:
  Kitapta, (kitapla ilgili her açıklamadan öğrenebileceğiniz üzere) Miles adında bir çocuk var. Biyografilerden ve insanların son sözlerinden hoşlanıyor. Ve "Büyük Belki" adındaki bilinmezi öğrenmek üzere yatılı okula kaydoluyor. Orada, Albay ve Alaska'yla tanışıyor. Zaman içindeki (sadece lisede yaşanabilecek türden olan) maceralarından bahsediliyor. Bu şekilde devam ediyor.
  Hah, bir şey daha. Kitapta, bazı yerlerde (hadi ama ahbap, blogumda o tip kelimeler kullanmak istemiyorum) 6. sınıf fen dersinde öğrenemeyeceğiniz detaylara giriyor. Kitabın daha çok yetişkinlere hitap ettiğinini biliyorum fakat rahatsız olabiliyorum işte.
 Önceki kitapla (çok fazla bahsettiğimi biliyorum fakat AYA benim Görkemli Izdırap'ım gibi oldu. Aman be!) çok tezat oluşturması beni şaşırttı. Sigara özellikle. Objektif bakış işte budur. Muhteşemsin John!
  Yakında Kağıttan Kentler'i de almayı planlıyorum. Ve eğer çevrilirse diğer kitaplarını da. John'un yazılarının komikliği, sıkmayan hoş detayaları ve gerçekçiliği çok hoşuma gidiyor. Böyle devam.
  Üzerine çok uzun düşünülmesi gereken bir kitap desem de, daha çok yaşanılması gerekiyor. Gidin ve kendi Belkilerinizi, labirentleririnizi çözün.
Bu Labirentten Nasıl Kurtulacağım? Düz Ve Hızlı.
Kitabı kesinlikle alın. Ama benim gibi yarım günde okumayın. Anlayın, sindirin sözcükleri. Ve yaşayın. Gerisi boş.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder