20 Eylül 2013 Cuma

Dişçi Günü Bölüm Üç - Yaylar

  Tımarhaneye kapatılabilecek hırçınlıkla oturmuş yazıyorum. Çünkü anladım ki sevgili dişçim beni makineye çevirmeye çalışıyor. Koltuğun minderini alıp ısırmaya çalışıp canı acıyınca başarılı olamamış ve 2 kere yatağına gidip yatıp (kardeşi uyuduğu için sessizce) bağırdıktan sonra bloguna yazacağını hatırlamış birisine güvenin. Şaka yapacak durumda değillerdir çünkü.
  Bugün okul bitiminde hemen dişçiye gittim. Alttaki tellerin yapılacağını düşünüyordum ve üsttekilerin yapımını bildiğim için, hiç korkum yoktu. Gerçi dişlerimi fırçalamamı isterse ne kadar uzatacağım biraz dertti. Neyse. Gittiğimde hiç kimde yoktu, hemen aldılar. Koltuğu her zamanki g
ibi başımın üstünde takla atacağım seviyede yatırmışlardı. Yattıktan sonra gene tuhaf derecede yatıştırıcı müzikleri dinledim ve dişçi ağzıma bir şeyler yapmaya başladı. Çok anlatamayacağım fakat kısa sürdü, asıl olay tellere yaptığı şeylerdi. Hemen göz hizamda olan fenerin ortasındaki demir yüzümü yansıttığı için oraya bakmaya çabalıyordum. Önce sağdaki teli çıkartıp yüzümü sola yatırdı, yani çok açıklayamayacağım, göremiyordum. Ama telleri biraz sıktığını biliyordum, az da olsa rahatsız edici bir durumdu. Sonra da aynısını sola yaptı. Ve sonradan yayları taktığını anladığım ama o an şaşkınlık içinde olduğum bir an yaşandı. Köpek dişlerime bastırarak acıyıp acımadığını sordu. Cevabım "Biraz" oldu. Bana gidebilirsin deyince ne olduğunu anlamadım.
  Randevu kağıdımı alıp hemen muayenehaneden çıktım. Dişlerime olan şeyleri ilk öğrendiğim yer olan asansör aynasına baktım ve- O da ne? Yan kesici dişlerim ve köpek dişlerim arasında (yani 2 tane olmak üzere) yaylar vardı! Doktor "Dişlerinin arasını açmak için bunlar" demişti ama araştırdığım hiçbir yerde yayı tedavinin parçası olarak bulamadım. Ayrıca (miyopluk sağ olsun) gözlüğümle birlikte tamamiyle ineğim. Oof!
  Her şeye iyi peki desem de, eve geldiğimde çıldırdım. O nasıl bir ağrıdır! Size bunu sadece yoğun ama başarısız bir ısırma çabası diyerek anlatabilirim. Yanağımın içini hırsla ısırıyorum, yastıkları alıp fırlatıyorum, debeleniyorum ama ne fayda! İlk tel taktığım günlere döndüm, bana hep bu tip modifikasyonlar yapacaklarsa ya doktorlar ölecek (ben cani değilim ama bu acı, düşmanım çeksin istemem) ya da ben. Ama çoğu ortodonti tedavisinde bu aşamanın olduğunu sanmıyorum. Sanırım ben şanslı (!) azınlıktan biriyim. Eğer tel takacak varsa takmayın demiyorum, sadece eve bol çorba, ağrı kesici ve uyutucu ilaç alın diyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder